Kapatmak için ESC'ye basın

Savaşta da barışta da ana aktör yapay zekâ olacak

Son yıllara damgasını vuran yapay zekâ teknolojisinin dünyanın geleceğini nasıl etkileyeceği, Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) ev sahipliğinde 16-17 Nisan’da İstanbul’da yapılacak Uluslararası Yapay Zekâ Zirvesi’nde konuşulacak. Zirvenin en önemli konu başlıklarında biri de savunma sanayi olacak. Türkiye’nin oşinografik araştırmalar ve askeri platformlarda deniz suyunun fiziksel özelliklerine ilişkin veri toplamak amacıyla kullanılan sualtı optik spektrum cihazının (CTD Prob) sistemini Türkiye’de ilk kez yerli ve milli olanaklarla geliştirmeyi başaran BAU İnovasyon ve Danışmanlık AŞ’nin (BAUMIND) Başkanı Nil Girgin Kalıp, yapay zekânın savunma sanayisinde devrim yaratacak potansiyele sahip olduğunu belirtti.  

Savunma sanayisinde kullanılan sistemler göz önünde bulundurulduğunda yapay zekânın hizmet edeceği veri çeşitliliğin çok olduğunu belirten Kalıp, şunları söyledi: “Yapay zekânın savunma sanayisinde güvenlik açıklarını azaltmak, operasyonel önlemler almak ve hatta planlamak için potansiyeli çok yüksek. Başta kendi kendine hareket ve intikal edebilen, buna ilişkin kararları alabilecek insansız araçlar olan otomasyon, geleneksel savunma sanayi operasyonlarını derinlemesine değiştirecek. Bunun yanı sıra veri analizi, siber güvenlik, simülasyon ve eğitim alanlarında gelecekte yapay zekânın rolü zaten ivme kazanmış durumda. Örneğin büyük veri analiziyle lojistik, keşif, savaşçı destek ve hatta operasyonlarda karar alma süreçlerinde önemli bir rol oynayacak.”

OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLER

Yapay zekânın gelecekteki savaşların dinamiklerini değiştireceğini belirten Nil Girgin Kalıp, olumlu ve olumsuz etkilerini şöyle anlattı: “İşin etik boyutundan çok teknolojik katkısına ilişkin yorum yapmak isterim. Örneğin mevcut insan ve diğer savunma sistem araçlarına ilişkin kaynaklarımızı optimize edecek, daha kesin ve verimli operasyonlar sağlayacak. Savaş dinamiklerini önemli ölçüde etkileyeceği için barışın tesisi yönünde caydırıcılığı daha değerli olacak. Askeri kuvvetler, yapay zekâ destekli sistemlerle hızla değişen ortamlara uyum sağlayabilir ve düşman eylemlerini daha doğru bir şekilde tahmin edebilir. Tehditleri önceden belirleme, düşman taktiklerini tahmin etme, stratejik karar alma süreçlerinde destek sağlama gibi kritik bir konuyu da üstlenecektir.” 

OTONOM CİHAZLAR DAHA BASKIN OLACAK

Kendi kendine hareket ve intikal edebilen, amacına yönelik kararları alabilecek insansız araçlar olan “otonom” araçların gelecekte çok yaygın olacağını belirten Nil Girgin Kalıp, “Otonom araçları günümüzde dron sürülerinin yaptığı ışıklı gösterilerde daha çok görüyoruz. Drone kargo gibi uygulamalar ticarileşmeye başladı. Hiç kuşkusuz dronlar, insansız hava araçları (İHA) ve insansız kara araçları (UGV) dahil olmak üzere otonom araçlar, savunma sanayisinde giderek daha baskın hale gelmeye hazırlanıyor. Bu araçlar ile insan operatörlerine yönelik risklerin azaltılması, genişletilmiş operasyonel menzil ve gelişmiş görev yetenekleri gibi avantajlar sunacaklar” dedi. 

NİTELİKLİ PERSONEL AÇIĞI VAR

Yapay zekâlı otonom cihazların sıfır hatayla çalışması gerektiğini, bunun çok zor bir işlem olduğunu belirten Nil Girgin Kalıp, sektörde yetişmiş insan kaynağı sorununa dikkat çekti: “Sadece yapay zekâ mühendisliği değil, veri analistleri, siber güvenlik uzmanları ve geliştiriciler gibi geniş alan uzmanlıklarına sahip bir insan kaynağından bahsediyorum. Bu yetkinlikteki kişiler sivil sektörlerde olduğu gibi savunma sektöründe de kilit personel niteliğindedir. Bahçeşehir Üniversitesi yüksek lisans seviyesinde çip tasarımına yönelik eğitim girişimlerinin yanı sıra Avrupa Birliği tarafından fonlanan RIBL projesi ile bu alandaki ulusal açığın kapanmasına katkı sunacaktır.”