
Son yıllarda yapay zekâ teknolojisi finanstan sanata, eğitimden güvenliğe kadar birçok alana damgasını vurdu. Dünyayı değiştiren bu teknolojiyle ilgili hukuki düzenlemelerin ilkini Avrupa Birliği mart ayında onayladı. Türkiye’de ise henüz bir düzenleme yok. Gelecekte yapay zekânın hukuk alanında çok etkin olacağını, davalarda kullanılacağını ancak son sözü yine insanın söyleyeceğine dikkat çeken Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) İdari Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yayla, ülkemizde yapay zekâ düzenlemesinin bir an önce yapılması gerektiğini vurguladı. Yayla, konunun 16-17 Nisan’da yapılacak Uluslararası Yapay Zekâ Zirvesi’nde de ele alınacağını ifade etti.
SOMUT ADIM ATILMADI
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi başta olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerin yapay zekânın hukuki statüsü hakkında çalışmalar yaptığını belirten Prof. Dr. Ahmet Yayla, ülkemizde düzenleme konusunda henüz yeterli ve somut adımın atılmadığını belirtti.
Her geçen gün gelişen yapay zekâ teknolojisiyle ilgili yasanın, mutlaka bir an önce hazırlanması gerektiğini vurgulayan Yayla, şunları söyledi: “Yapay zekâ sistemleri büyük miktarda veriye dayanarak birtakım kurallar koyabiliyor. Bu kurallara dayanarak da hukuki sonuç doğuran kararlar alabiliyor. Bu kararlar temel hak ve hürriyetleri ilgilendirebilir. Örneğin güvenlik açısından sakıncalı olabilecek kişileri tespit etmek için kullanılacak bir yapay zekâ sistemi, kişi hürriyeti ve güvenliğini ilgilendirecektir. İşe alımlarda başvuran kişiler arasından en uygun olanı seçmek için kullanılacak bir yapay zekâ sistemi, çalışma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilir. Temel hak ve hürriyetleri sınırlandırabilmesi anayasamıza göre ancak kanunla mümkün olabilir. Yapay zekâ yasasına ihtiyaç vardır.”
AB, YAPAY ZEKÂ İLE MANİPÜLASYONU YASAKLADI
Avrupa Birliği’nin (AB) uzun bir çalışma sonrasında yasal düzenleme yaptığını belirten Prof. Dr. Ahmet Yayla, bilinçaltı mesajlar vererek kişileri manipüle edecek yapay zekâ sistemlerinin tamamen yasaklandığını söyledi. Diğer yapay zekâ sistemleri arasında da konularına göre yüksek riskli sistemler ve bu nitelikte olmayanlar bakımından ayrım yapıldığını vurgulayan Yayla, ülkemizde yapılacak düzenleme için bu çalışmanın kılavuz olabileceğini söyledi.
Yapay zekâ ile ilgili hazırlanacak kanunda mutlaka yapay zekânın öğrenme aşamasına ilişkin etkin bir denetimi sağlayacak hükümlerin de bulunması gerektiğine dikkat çeken Yayla, “Öğrenme aşamasında kullanılan verilerin sıhhati, sistemin işleyişinde hukuka aykırı hareket etme ihtimalini asgari seviyeye indirebilmek bakımından zorunludur. Örneğin bir yapay zekâ sistemine geçmişe ilişkin verileri olduğu gibi denetimsiz biçimde aktardığımızda cinsiyetçi ya da ırkçı kararlar veren bir sistem elde etmemiz kaçınılmaz. Çünkü bugüne kadar insanlığın biriktirdiği verilerde ayırımcılık var” dedi.
YARGILAMADA DA KULLANILACAK
“Basit uyuşmazlıklar haricinde gerçek kişi olan yargıç ve diğer hukukçuların içinde olmadığı bir yargılama faaliyeti düşünülemez” diyen Yayla, yargılamada araç olarak yapay zekâ sistemlerinin kullanılabileceğini belirtti. Yayla, Amerika Birleşik Devletleri’nde, son karar yargıca ait olmak kaydıyla hükümlülerin tekrar suç işleme ihtimaline ilişkin değerlendirmede yapay zekâ sisteminden yararlanıldığını söyledi.
Yapay zekânın kısa, orta ve uzun vadede yargıda daha yaygın kullanılacağını ifade eden Yayla, tüm aşamalarda son sözü söyleyecek olanın insan olacağına vurgu yaptı. Yayla, yapay zekânın kısa vadede özellikle uyuşmazlıkla ilgili emsal yargı kararlarının araştırılması, öğretinin görüşlerinin tespit edilmesi, yargılamaya ilişkin bazı belgelerin oluşturulması gibi işlerde rol oynayacağını belirtti. Orta vadede bazı uyuşmazlıkların çözümünün tek başına yapay zekâ sistemlerine bırakılacağını, uyuşmazlık hakkında mahkemelerin ne yönde karar vereceğini öngörmenin mümkün olacağını da söyleyen Yayla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hakimlerinin kararlardaki görüş yazılarından hareketle önceden belirli bir uyuşmazlıkta nasıl bir karar verileceğini tespit eden bir yapay zekâ sisteminin geçmişte denendiğini söyledi.
SON SÖZ İNSANIN OLACAK
Prof. Dr. Ahmet Yayla uzun vadede yaşanacak olanlarla ilgili ise şu öngörüde bulundu: “Uzun vadede yargılamaya ilişkin işlemlerin büyük bölümünün yapay zekâ sistemlerine bırakılması söz konusu olabilir. Ancak yargılamanın tümüyle yapay zekâya devredildiği bir gelecek öngörmüyoruz. Yargılamada son söz mutlaka gerçek hukuk süjelerine bırakılmalıdır. Yani insan her zaman devrede olmalıdır. Buna öğretide ‘Human in the loop’ (döngüde bir insanın olması şartı) diyorlar. İnsan onuru, ‘insan dışı yapay bir varlığın’ alacağı kararlara tabi olmamayı, onun tahakkümü altına girmemeyi gerektirir.”
DAVA SÜRELERİ KISALACAK
Yapay zekânın, davaların hızlı sonuçlanmasında olumlu bir katkısı olacağını da ifade eden Prof. Dr. Ahmet Yayla, “Bir davanın hazırlanması aşamasında mevzuat ve içtihat taraması, dilekçelerin bazı bölümlerinin ve diğer gerekli metinlerin hazırlanması, bazı delillerin tespiti gibi zaman alan ve uyuşmazlığın esasına ilişkin nitelikli hukuki muhakeme gerektirmeyen işlerin yapılması gerekmektedir. Yapay zekâ sistemleri bu işlerin hızlı biçimde yapılmasını sağlayarak davaları hızlandıracaktır” dedi.
YAPAY ZEKÂ ZİRVESİ’NDE DE KONUŞULACAK
Yapay zekâ ve hukuk konusu Bahçeşehir Üniversitesi’nin ev sahipliğini yapacağı Uluslararası Yapay Zekâ Zirvesi’nde de konuşulacak. Yapay zekâ alanında çalışma yapan yerli ve yabancı uzmanları bir araya getirecek zirvede, hukuk dışında tarım, eğitim, sağlık, finans, pazarlama, mühendislik, yazılım, tarım, savunma sanayi, kreatif endüstriler, üretim ve lojistik alanlarında yapay zekânın kullanılması ve gelecekte öngörülen tablo konuşulacak. Microsoft, Intel, Microsoft, Huawei, Arçelik gibi 50’den fazla firmanın stant açacağı zirvede, tarım alanında faaliyet gösteren bazı markalar da yer alacak.