Kapatmak için ESC'ye basın

Yapay zekâ ile herkes için tarım mümkün 

Birleşmiş Milletler (BM) 2050 yılında, dünya nüfusunun 9.7 milyar olmasını beklerken, uzmanlar artacak nüfusun gıda krizine sebep olmaması için adeta teyakkuza geçmiş durumda. İnsanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan tarım, yerleşik hayata geçişi sağlarken, gıdaya ulaşımı kolaylaştırarak insan nüfusunun artışını da sağladı. Önümüzdeki yıllarda uzmanlar, yaklaşık 2 milyarlık nüfus artışının gıda, enerji ve su ihtiyacını yüzde 60 artırabileceğini öngörürken yaşanabilecek gıda krizine karşı umut olarak görülen çözümlerin başında yapay zekâ geliyor.

TARIM CANLILIĞINI YİTİRİYOR

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi ve BAU SÜGAM (Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Merkezi) Direktör Yardımcısı Dr. Müge Kesici, yapay zekâ sayesinde deneyimsiz kişilerin de tarım yapabileceğini söyledi. Yaşanabilecek sorunun çözümünde ve krizin aşılmasında yapay zekânın umut olabileceğini ifade eden Kesici, “Tarım, insanın toprağı işleme sürecinin binlerce yıl içerisinde saban gibi farklı aletler ve hayvan gücünün kullanımıyla gelişti, nüfusun artmasında da etkili oldu. Makine ve bilimin devreye girmesiyle tarım çok farklı bir noktaya geldi. Ancak günümüzde özellikle iklim krizinin de etkisiyle bazı zorluklar baş gösterdi. Şimdilerde dünya topraklarındaki organik madde miktarı yüzde birlere düşmüş durumda. Yanlış uygulamaların da etkisiyle topraklarımız canlılığını yitiriyor. Topraklarımız verimliliğini kaybederken nüfus da her geçen gün artıyor. 2050 için öngörülen nüfus profiline de bakınca ciddi önlemler alınması gereken bir sürece girildiği görülüyor. Bu durumun çözümünde yapay zekâ etkili olabilir” dedi.

BİRÇOK VERİ VAR

Tarım uygulamalarında, tohum seçiminden toprağın mineral ve organik madde yapısına, bitkilere zarar veren böcek ve hastalıklardan iklime kadar birçok konuda veri girdisinin bulunduğunu söyleyen Kesici, bunca verinin işlenmesinde yapay zekânın önemine vurgu yaptı. “Eğer toprak analizleri yapılarak tohum türleri ve bitkilerin gelişim süreçleri, iklim, hava durumu gibi veriler yapay zekâ uygulamalarına aktarılırsa tarımdan çok daha önemli verim elde edilebilir. Benzer uygulamalar bazı bölgelerde kullanılmakta” diyen Dr. Müge Kesici, yapay zekânın daha çok geniş alanlarda tarım faaliyeti gösteren firmalarca kullanıldığını belirtti. 

“DENEYİM İHTİYACI AZALACAK”

Kesici, özellikle daha parçalı arazilerde ve dar alanlarda yapılabilecek ailesel tarım uygulamaları için yapay zekânın büyük kolaylık sağlayacağını vurgularken şöyle konuştu: “Tarımla ilgili çok bilginizin olmadığını düşünün. Ancak yapay zekâ uygulamalarına sahipsiniz. Toprak analiziniz yapılmış, iklim verileriniz girilmiş. Yapay zekâ bulunduğunuz konumda hangi ürünün daha iyi yetişebileceğini söylüyor; hatta hangi tohum cinsini kullanmanız, tohumları ne zaman ekmeniz, bakımı nasıl yapmanız gerektiğini de belirliyor. Belli sistemlerle toprağın nemi takip edilirken, hava durumu ile senkronize edilmiş yapay zekâ size sulama ihtiyaçlarını bildirebiliyor. Bu da işleri büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Hatta kamera ve sensörlerle yapılan takiplerle bitkilerdeki sararmalar dahi yapay zekâ ile takip edilebiliyor. Oluşan hastalıklar için zirai mücadele önerilerini de yapay zekâ sunuyor. Böylece yapay zekânın, deneyim ihtiyacını azaltarak ailesel tarım uygulamalarının artmasını sağlayacağı öngörülüyor.” 

“YAPAY ZEKÂ, TARIMIN ARKA BAHÇESİ OLACAK”

Ülke olarak gelecekte gıda sorunları yaşamamak için sektörel tarımın yanına ailesel tarımın eklenmesi gerektiğini söyleyen Kesici, bu alanda yapay zekâ ile tarım konusunda bir proje yürüttüklerini belirtti. Yapay zekânın üretimdeki girdilerin de düşmesine sebep olacağını söyleyen Kesici, “Yapay zekâ ve entegre sistemler, sulamanın yanı sıra enerji, ilaç gibi girdileri de azaltacak. Bu da kimyasal madde kaynaklı toprak ve su kirliliklerini önleyecek. Yani yapay zekâ, tarımın arka bahçesi olacak” diye konuştu.