
Milli Eğitim Bakanlığı, 2024-2025 Eğitim Öğretim Dönemi’nde okul öncesi, ilkokul birinci, ortaokul beşinci ve lise dokuzuncu sınıflardan itibaren kademeli şekilde uygulanacak yeni öğretim programını kamuoyuyla paylaşılmak üzere askıya çıkardı. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni öğretim programlarını değerlendiren Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Dr. Özge Aslan, yeni programın, öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki açıdan çok yönlü gelişimine odaklanan “Bütüncül Eğitim Yaklaşımı”nı esas almasının önemine dikkat çekti.
SADELEŞMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI
Dr. Özge Aslan, “Bu yaklaşım, öğrencilerin merak duygusunun beslenmesi, disiplinlerarası bir anlayışla derinlemesine öğrenmeleri ve öğretmenlerin yoğun müfredatı yetiştirme kaygısı taşımadan sadeleşmiş bir öğretim programı uygulamaları açısından çok değerli” dedi. Dr. Aslan, yeni öğretim programlarında, dijital yetkinliğe ve hayat boyu öğrenme kültürüne sahip fertler yetiştirmenin hedeflendiğini belirtti.
“OLUMLU BİR ADIM”
Okul öncesinden lise sonuna kadar okuryazarlık becerilerinin kazandırılmasının hedeflendiğini vurgulayan Dr. Özge Aslan, şöyle konuştu: “Bu beceriler, bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, finansal okuryazarlık, görsel okuryazarlık, kültür okuryazarlığı, vatandaşlık okuryazarlığı ve veri okuryazarlığı becerileridir. Okuryazarlık becerilerinin öğretim programlarında yer alması, öğrencilere 21’inci yüzyıl yaşam becerilerini kazandırmak ve PISA, TIMSS gibi uluslararası değerlendirmelerde ön plana çıkan okuryazarlık becerilerinde öğrencilerimizin daha iyi noktalara gelebilmeleri açısından çok olumlu bir adımdır.”
ADALET, SORUMLULUK, SAYGI
Öğretim programlarında değerler eğitimine temel oluşturacak “Erdem-Değer-Eylem” modeline de dikkat çeken Dr. Aslan, hedefin “Huzurlu Aile ve Toplum” ile “Yaşanabilir Çevrede Huzurlu İnsan” yetiştirmek olduğunu söyledi. “Modelin merkezinde erdem bulunuyor. Erdemden sonraki halkayı adalet, sorumluluk ve saygı oluşturuyor” diyen Dr. Aslan, “Bu üç ortak değerden sonra alanlara göre sınıflandırılmış değerler geliyor. Modelin son halkasında, erdem temelli değerler eğitiminin ana hedefleri olan ‘Huzurlu İnsan’, ‘Huzurlu Aile ve Toplum’ ile ‘Yaşanabilir Çevre’ bulunuyor” diye konuştu.
“BİREYSEL FARKLILIKLAR DİKKATE ALINIYOR”
Programların uygulanmasında temel alınan öğrenme yaklaşımlarının yaşantısal öğrenme, proje temelli öğrenme, bağlamsal öğrenme, sorgulamaya dayalı öğrenme ve iş birlikli öğrenme olarak belirlendiğini belirten Dr. Aslan, farklı öğrenme yaklaşımlarına yer verilmesiyle öğrencilerin bireysel farklılıklarına duyarlı bir öğretme-öğrenme sürecinin sağlanması yönünde önemli bir adım atıldığını söyledi.

Dr. Aslan, “Farklılaştırılmış öğretim, yeni öğretim programlarının ön plana çıkan bir diğer özelliğidir. Öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alan bu yaklaşım, yeni öğretim programlarının en güçlü yanlarından biri olup Bahçeşehir Koleji olarak uyguladığımız ve her öğrencinin kendi öğrenme hızı, ilgisi ve öğrenme profili doğrultusunda öğrenmesine olanak sağlamayı amaçlayan ‘Kişiye Özgü Öğretim Modeli’ ile örtüşmektedir” dedi.
SÜREKLİ DEĞERLENDİRME ANLAYIŞI
Dr. Özge Aslan, eğitim programında ölçme ve değerlendirme faaliyetlerinin, öğrencilerin bilgi, beceri, eğilim ve değerlerdeki düzeylerini belirlemenin yanı sıra öğrenme eksiklerinin ve bunların nedenlerinin tespit edilmesi amacıyla yapıldığının belirtildiğini, beceri tabanlı olacak şekilde planlandığının vurgulandığını söyledi.
Bütüncül programda, öğrencilerin öğrenmesini iyileştirmek için sürekli değerlendirme anlayışı üzerinde durulduğunu belirten Dr. Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Programda, öğrencilerin bilgi, beceri, eğilim ve değerler konusunda ne durumda olduklarını ve öğrenmelerini geliştirmeye yönelik yapılabileceklerini belirlemek için kullanılacak farklı ölçme ve değerlendirme araçlarından elde edilen sonuçlar için ‘Öğrenme Kanıtları’ kavramı kullanılmıştır. Bu kapsamda portfolyolar, ödevler, projeler, performans görevleri, sunumlar, kontrol listeleri, sınavlar, gözlem ve görüşme formları, öz/akran/grup değerlendirmeleri, sınıf içi tartışmalar, yansıtma yazıları gibi kanıtların, öğrenci performansını ölçmek ve geliştirmek amacıyla kullanılabileceğinden bahsedilmiştir. Ayrıca öğrencilerin hangi konularda bilgi sahibi oldukları ve neleri öğrenmek istedikleri belirlenerek değerlendirme sonuçlarının eğitimin içeriğinin farklılaştırılması, zenginleştirilmesi ve öğrenci gereksinimlerine uygun hale getirilmesi için kullanılmasına değinilmiştir.”