
Bahçeşehir Koleji’nin Türkiye genelindeki kampüslerinde eğitim gören 296 öğrenci, dünyanın en prestijli üniversitelerinden bin 136 kabul alarak önemli bir başarıya imza attı. Bu kabullerden 599’u Stanford, Oxford, Imperial, Brown, Columbia ve Princeton gibi dünya sıralamasında ilk 200’deki üniversitelerden geldi. Öğrenciler, aileleri ve öğretmenlerine büyük gurur yaşattı.
Kabul alan öğrenciler, bu gurur verici başarıyı kutlamak üzere İstanbul’daki Bahçeşehir Koleji Nakkaştepe 50. Yıl Kampüsü’nde buluştu.
Gurur buluşmasına Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Begüm Yücel, Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Koç, genel müdür yardımcıları, okul yöneticileri ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmasını yapan Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Koç, “Bu yıl da sevgili öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz, ‘Başarı Bahçeşehir Koleji geleneğidir’ diyerek büyük Bahçeşehir ailemizi ve ülkemizi gururlandırdı. Bahçeşehir Koleji ailesi olarak büyük gurur yaşadığımız bugünü, dünyanın en saygın üniversitelerinden binin üzerinde kabul alan 296 öğrencimize borçluyuz. Bu özel buluşmada sizinle olmaktan son derece mutlu ve heyecanlıyız” dedi.

Stanford, Oxford, Princeton, Imperial College London, Bocconi, British Columbia, California, Manchester gibi dünyanın en saygın ve prestijli üniversitelerinden birçoğu tam burslu olan kabullerden duyduğu mutluluğu dile getiren Özlem Koç, bu başarıların aynı zamanda her öğrencinin bireysel potansiyelini keşfetmesine ve geliştirmesine olanak sağladıklarının bir göstergesi olduğunu vurguladı. Koç, “Bahçeşehir Koleji, kuruluşundan bu yana bilim, teknoloji ve evrensel değerleri eğitim öğretim felsefesinin kalbine koyan global eğitim anlayışımızın ne kadar doğru ve başarıya götüren bir yol olduğunun da ispatıdır” dedi.
KIZ ÖĞRENCİLERİN DÜNYA ÇAPINDA SES GETİREN BAŞARI HİKÂYELERİ
Özlem Koç, kız çocuklarının ve kadınların eğitime eşit katılımının sadece bir eğitim meselesi değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınma meselesi olduğunu belirtti. Koç, Bahçeşehir Koleji fen ve teknoloji liselerinde yetişen kız öğrencilerin dünya çapında ses getiren başarı hikâyeleri yazdığını söyledi.

Geçmiş yıllardaki öğrenci başarılarından da söz eden Genel Müdür Özlem Koç, “Öğrencilerimizden Neval, henüz lise öğrencisiyken Microsoft tarafından ‘Yılın Kadın Yazılımcısı’ seçildi, Stanford’dan kabul aldı ve şu anda Meta’da çalışıyor. Ayrıca lise yıllarında geliştirdiği filtreleme sistemiyle çamaşır makinelerindeki su ve elektrik kullanımını yüzde 90 azaltan bir inovasyon geliştiren ve şu an Stanford Üniversitesi’nde eğitimine devam eden Karen ise somut adımlar attığımızın en güzel örneklerindendir. Bu ve benzeri birçok başarı hikâyesi sadece bir başlangıç oldu. Kız öğrencilerimizin STEM alanlarında daha fazla yer alması için onlara ilham veren rol modeller sunmaya, eğitim fırsatlarını artırmak ve özgüvenlerini güçlendiren bir öğrenme ortamı sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“HAYALİM, TEKNOLOJİYİ İNSANLIK YARARINA KULLANMAK”

Öğrencilerden LGS Türkiye birincisi, Bahçeşehir Koleji Kemerburgaz Fen ve Teknoloji Lisesi’nde tam burslu okuyan İrem Deniz Küçükköse, dünyaca ünlü yedi üniversiteden tam burslu kabul alarak dikkatleri üzerine çekti. Görme engelliler için hazırladığı projeyle de tanınan Küçükköse, “Hayalim, teknolojiyi insanlık yararına kullanan bir teknoloji girişimcisi olmak. Bu hedef doğrultusunda da eğitimime, her yıl yalnızca 50 kişinin kabul edildiği ve hem dünyanın en iyi işletme okulu Wharton’da ekonomi hem de Penn Engineering’de (Mühendislik Fakültesi) bilgisayar bilimi/yapay zekâ alanında eğitim alma imkânı sunan Pennsylvania Üniversitesi’nin çift diploma programı ‘Jerome Fisher Program in Management and Technology’de devam edeceğim. Üniversite yıllarımın yoğun geçeceğinin farkındayım ancak bu süreçte karşıma çıkacak zorlukları aşmak ve fırsatları değerlendirmek için sabırsızlanıyorum” dedi.
“MÜHENDİSLİKLE TIBBIN KESİŞTİĞİ PROJELERE ODAKLANDIM”
Uluslararası platformlarda takdir toplayan projelere imza atan Bahçeşehir Koleji Kemerburgaz Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencisi Emine Bengisu Gökçe ise Johns Hopkins Üniversitesi’nde tam burslu olarak kabul aldı.

Gökçe, biyomedikal mühendislik alanında eğitim hayatına devam edeceğini belirterek şunları söyledi: “Lise hayatım boyunca mühendislikle tıbbın kesiştiği alanda projeler üretmeye odaklandım. Stanford Üniversitesi’nde anestezi yaz okulunda lupus hastalarının hayatını kolaylaştıracak bir cihaz geliştirdim. Technologh in Healthcare programında da medikal teknolojilere mühendislik gözüyle bakma fırsatım oldu. Başarı sadece ne yaptığınla değil, nasıl bir insan olduğunla anlam kazanıyor. Atatürk’ün “Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla yorulmaz” sözü bu süreçte bana hep rehber oldu.”
“YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ SAĞLIK TEKNOLOJİLERİ GELİŞTİREBİLİRİM”

Amerika’da Stanford Üniversitesi’nden kabul alan Bahçeşehir Koleji İzmir 50. Yıl Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencisi Mehmet Cem Yedekçi ise “5 yıllık yoğun çalışmamın sonunda Stanford, University of California Berkeley, Columbia, University of California Los Angeles ve Georgia Institute of Technology’den kabul alma mutluluğunu yaşadım. Ayrıca UC Berkeley tarafından yılda yalnızca iki uluslararası öğrenciye verilen Regents’ and Chancellor’s Scholar ‘en yüksek akademik onur’ ödülüne layık görüldüm. Sağlık alanında yapay zekânın sunduğu çözümler, teoride milyonlarca insanın hayatını kurtarma potansiyeline sahip fakat bu teknolojilerin pratiğe dökülebilmesi yani gerçek klinik ortamlarda güvenle entegre edilebilmesi birtakım etik gereklilikleri de yanında getiriyor. Bu da beni heyecanlandırıyor çünkü Silikon Vadisi’nde yer alan Stanford Üniversitesi’nin kampüsünde ben de gelecekte insanların hayatlarına dokunacak yapay zekâ destekli sağlık teknolojileri geliştirebilirim” diyerek duygularını dile getirdi.
“HAYALİNİ KURDUĞUM GELECEĞE YÜRÜYORUM”

Bahçeşehir Koleji Diyarbakır Hevsel Kampüsü Fen ve Teknoloji Lisesi öğrencisi Beyza Kaya da Stanford Üniversitesi’nden kabul aldığı için çok mutlu olduğunu belirterek “Kabul aldığımı öğrendiğim an, sadece bir başarıyı değil, hayalini kurduğum bir geleceği de temsil ediyordu. Bu süreçte ailem ve arkadaşlarım hep yanımdaydı. Desteğiyle güç bulduğum bir çevrem olduğu için çok şanslıyım. Stanford’da yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve sosyal etki alanlarının kesişiminde projeler üretmek istiyorum. Özellikle çevre krizlerine teknolojik çözümler geliştirme konuları beni çok heyecanlandırıyor. Gelecekte hem bilimsel hem sosyal anlamda insanlara ilham veren, çözüm üreten bir birey olmayı hedefliyorum” diye konuştu. Buluşma, öğrencilerin toplu fotoğraf çekilmesi ve pasta kesimiyle sona erdi.