Kapatmak için ESC'ye basın

AHŞAP: GELECEKTİR

Demet Sürücü
BAU Ahşap Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi Kurucusu ve Yöneticisi

Bir yapı malzemesi düşünün ki; var olduğumuz günden beri yaşamınızın içinde ama siz unutmuşsunuz, yaşamınıza olan katkılarının farkında değilsiniz… Bu yapı malzemesi hem en eski hem de en teknolojik, en akıllı, en iyi dönüşen ve doğal olarak yenilenebilir tek yapı malzemesi. Evet, bugün tüm dünya ahşabı anımsadı; bırakın anımsamayı, araştırmaya, geçmişi anlamaya, bugünü ve geleceği ahşapla inşa etmeye başladı.
Ahşabın geçmişten günümüze uzanan yapı örnekleri ile şehirleşmenin vazgeçilmezi olduğunu biliyoruz. Öyle ki Anadolu’daki en eski ahşap yapı, MÖ 740’a tarihlenen ve Ankara Polatlı’daki Gordion Kazıları sırasında gün ışığına çıkan, Kral Midas’ın babası için yaptırdığı mezar odasıdır. Dikdörtgen planlı bu yapı, 5,15 m x 6,20 m ebatlarındadır. Mezar odasının toprakla temas eden noktalarında ardıç cinsi bir ahşabın, hemen üstünde sedir ve yan duvarlarda da çam kerestesinin kullanıldığı, bilim insanlarının çalışmaları ile belirlenmiştir. Mezar odasının yapımında tercih edilen ahşap cinsleri ve bu ahşapların kullanım yerleri, inşa edildiği yıllarda Anadolu’da muhteşem bir ahşap bilgisinin olduğunun kanıtıdır. Ahşap, Homo Sapiens’ten önce de yapı inşasında kullanılan en eski malzemedir; bunun kanıtı 2019 yılında Zambiya’nın Kalambo Şelalesi yakınlarında bir arkeolojik kazıda çıkan çentikli bir dal, kesilmiş iki büyük kütük, bir kazma çubuğu ve bir kamanın 476 bin yıl öncesine tarihlenmesidir.
Ahşaba dair bilgi birikimi ve yenilikçi teknolojilerin ahşap endüstrisinde büyük bir dönüşüm başlatması ile artık ahşap, bugünün ve geleceğimizin en önemli yapı malzemesidir.
Dünyada CO2 salınımının %38’i yapı inşası ve yapı elemanı üretiminden kaynaklanıyor. Öyleyse tüm dünyanın asıl amacı şehirlerin daha yaşanılabilir olması ise; karbon deposu yapılar ve şehirler inşa etmek için ahşap, vazgeçilmez olarak yapı sektöründe yerini alıyor.

Günümüzde dünyada ahşapla tasarlayan, inşa eden, üretenlerin sayısı giderek artıyor çünkü ortak sorunumuz olan daha yaşanılabilir şehirler inşa etme telaşı, doğanın sunduğu en akıllı yapı malzemesi ahşapla mümkün kılınıyor. Dünyanın dört bir yanında geniş açıklıklı stadyumlar, kültür merkezleri ve havalimanları inşa edilirken ahşabın mekanik özellikleri ön plana çıkıyor. Bir mühendislik malzemesi olarak ahşap, çok katlı yapıların (yaklaşık 55-100m yüksekliğe kadar) inşa edilebildiği bir yapı malzemesi olarak dikkat çekiyor. Dünya devletlerinin ahşabın kullanımına dair yaptığı yasal düzenlemeler, yeni yönetmelikler ve mühendislik hesapları, ahşapla inşanın en etkin şekilde ilerlemesine sebep olmuştur. Ahşabı destekleyen politikaların amaçları; sera gazı (GHG) emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliği politikalarının desteklenmesi, inşaat malzemelerinin çevresel etkilerinin (gömülü enerji, su, atık vb.) azaltılması ile yerel bir ahşap ekonomisi ve kültürünün teşvik edilmesi olarak gruplanabilir.

Türkiye’de ahşaba dair gelişmeler de tüm hızı ile devam ediyor. 31.10.2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan, 2024-2028 yıllarını kapsayan 12. Kalkınma Planı’nın Öncelikli Gelişme Alanları, “Tarım ve Gıda” alt başlığında ahşaba dair ifadelerden bazıları şunlardır: “İklim değişikliğine dayanıklı ormanlar kurulacak ve ormanların yutak alan fonksiyonları artırılacak şekilde yönetim planları geliştirilecektir. Konut ve iş yerlerinde ahşap kullanımı artırılacaktır. SKA’lar, BM Küresel Orman Hedefleri ve Rio Sözleşmeleri dahil ilgili uluslararası sözleşmeler ve ulusal taahhütlerimiz dikkate alınarak ormanlarımız sürdürülebilir orman yönetimi kriter ve göstergelerine uygun şekilde yönetilecek ve orman alanları artırılacaktır.”
Konut ve iş yerlerinde ahşap kullanımının artırılması hedefi, ahşap konutların ve ahşap yaşam alanlarının sayısının giderek artmasını destekleyen politikaların da başlaması demektir. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açıklanan Ulusal Katkı Beyanları’nda 2050 yılında net sıfır karbon hedefi olan Türkiye Cumhuriyeti, bu hedefin gerçekleşebilmesi için çalışmalarını yürütürken; elbette ki ahşabın karbon deposu olması (yaklaşık 1 m3 ahşabın 1 ton CO2 depolaması) şehirlerin karbon yutağı haline gelmesini sağlıyor.

Ağırlığına oranla taşıma gücü yüksek olan ahşap, deprem gerçeği ile yüz yüze olan ülkemizin kaçınılmaz yapı malzemesi tercihi olmalıdır. Ahşapla tasarlayan ve inşa edenlerin çalışmalarını kolaylaştırıcı bir gelişme; taşıyıcı ahşap yapı elemanlarının ve yapı sistemlerinin kullanım amaçlarına uygun olarak, yeterli bir güvenlikle tasarımına ve yapımına ilişkin usul ve esasları düzenleyen “Ahşap Binaların Tasarım, Hesap ve Yapım Esaslarına Dair Yönetmelik”in 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girmesidir. Bu yönetmelik daha fazla ahşap yapının inşa edilmesine olanak sağlayacaktır.

Ahşabın yapı malzemesi olarak avantajlarının yenilikçi teknolojiler ile geliştirilmesi, iklim değişikliği ile mücadeledeki büyük rolü ve üretiminde harcanan enerji miktarının az olması sebebi ile; milyonlarca ahşap yapının dünyanın dört bir yanında inşasına ülkemizin kayıtsız kalması mümkün değildir. Yapılan yasal düzenlemeler, bu konuda otoritelerin, üniversitelerin, kamu ve yerel paydaşların ortak bir telaşa düştüğünü; depreme dayanıklı, sürdürülebilir yaşam alanları oluşturma hedefine odaklandığını gösteriyor. Ahşap; bugünün, yarının ve geleceğin yapı malzemesi… Ahşapla tasarlamak, üretmek ve inşa etmek artık kaçınılmaz.