
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Bilim İletişimi Ofisi’nce düzenlenen “Bilim Kafe” etkinliğinin ilkinde bilim iletişiminin tarihsel ve güncel boyutlarının ele alındığı panel gerçekleştirdi. “Geçmişin Öğretisi ile Geleceği Şekillendirmek: Bilim Tarihinin Bilim İletişimindeki Rolü” başlıklı panele BAU Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu da katıldı. Panelde konuşan Prof. Kapil Raj, modern bilimin sadece batıya ait bir olgu olmadığını, kültürlerarası etkileşimle şekillendiğine vurgu yaptı.

Bilim tarihi ve iletişiminin ele alındığı panel Bahçeşehir Üniversitesi Güney Kampüs’te gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmasını BAU Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu yaptı. Moderatörlüğünü CIFAL İstanbul Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Nilüfer Geysi’nin yaptığı etkinlikte, Paris Alexandre Koyre Merkezi’nden (Centre Alexandre Koyré) Prof. Kapil Raj, Venedik Ca’ Foscari Üniversitesi’nden Dr. Stefano Gulizia ve Bahçesehir Üniversitesi’nden Dr. Derya Tarbuck konuşmacı olarak katıldı.
‘MODERN BİLİM SADECE BATI’YA AİT BİR OLGU DEĞİL’
BAU Rektörü Prof. Dr. Hatipoğlu konuşmasında bilim iletişimi çalışmalarının sürdürülebilirliği ve toplum için önemine vurgu yaparak, üniversitenin bu alandaki öncü rolünün altını çizdi. Prof. Kapil Raj, modern bilimin yalnızca Batı’ya ait bir olgu olmadığını, bilginin kültürlerarası etkileşimlerle şekillendiğini belirtti. Batı merkezli bilimin üstünlüğü söyleminin özellikle 1950’lerden itibaren ABD ve İngiltere’de akademik çevreler aracılığıyla güçlendirilen siyasi bir inşa olduğunu ifade eden Raj, İngilizlerin Hindistan’ı haritalandırma sürecini örnek göstererek, bu çalışmanın aslında yerel Müslüman yetkililerle birlikte yürütülen ortak bir üretim olduğuna dikkat çekti.
‘DİJİTAL ARŞİVLER MODERN BİLGİ KAYNAĞI’
Dr. Stefano Gulizia ise bilim iletişimini tarihsel bir perspektiften ele alarak, Orta Çağ’da popüler olan “problemata” adı verilen soru-cevap formatındaki kitaplarla günümüz iletişim pratikleri arasında bağlantı kurdu. Dijital arşivleri modern birer bilgi kaynağı olarak değerlendiren Gulizia, buna karşın araştırmacının daha önce kimlerin o bilgilere eriştiğini ya da hangi notların bırakıldığını görememesi gibi önemli eksikliklerin bulunduğunu dile getirdi.
‘BİLİM İLETİŞİMCİLERİ BİRER AKTİVİST OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR’
Panelde konuşan Dr. Derya Tarbuck da önemli değerlendirmelerde bulunarak bilimi yalnızca “saf ve objektif” bir alan olarak değil, aynı zamanda siyasi bir eylem olarak ele almak gerektiğini savundu. Bilim tarihini yeniden yorumlamanın ve bilimin evrenselliğini savunmanın politik bir duruş olduğuna dikkat çeken Tarbuck, bilim iletişimcilerinin bu noktada birer aktivist olarak da değerlendirilebileceğini söyledi. Dr. Derya Tarbuck öğrencilere kendi bilimsel yollarını keşfetmeleri için alan açmanın, iletişim süreçlerinin en önemli işlevlerinden biri olduğunu vurguladı.