
Prof. Dr. Kadir Emre Gökyayla
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı
Teknik gelişmeler, birçok yeni imkân ve fırsatlar sunduğu gibi, bazı tartışmaları da beraberinde getirir. Teknik gelişmeler sayesinde bazı işkolları için yeni fırsatlar doğar, teknik gelişmeler yüzünden bazı meslek erbabı, kara kara düşünmeye başlar. Elektriğin kablolar ile aktarılması ve ampule tatbik edilmesini ele alalım: Artık bir tuşa dokunarak odamızı, evimizi, hatta sokaklarımızı, yollarımızı aydınlatabiliyoruz. Bu açıdan bakıldığında, elektriğin aydınlatmada kullanılmasını, büyük bir icat olarak değerlendiriyoruz; fakat söz konusu icadın hangi meslekleri, hangi işkollarını ortadan kaldırdığı üzerinde durmuyoruz. Mesela artık aydınlatma amacıyla mum, kandil vb. üretilmiyor, sadece süs veya estetik amaçlarla sözü edilenlerin üretim yapılıyor. Başka bir örneği otomobil, kamyonet, otobüs vb. motorlu araçlar hakkında verebiliriz. Yaklaşık yüz yıldır, geçmişte binek hayvanları ve bir hayvanın koşulu olduğu arabaların yerini motorlu araçlar aldı ve birçok meslek tarihe karıştı, birçoğu da ilk defa ortaya çıktı. Elektrik ilk defa ampule, motor da ilk defa taşıma araçlarına tatbik edildiğinde, bugünkü etkileri tahmin edilebilir miydi, o günleri yaşamadım, mucitlerin de yanında değildim ama çok şüpheliyim.
Bilgisayarlar ve ardından internet, birçok yeni gelişmenin adeta anahtarı oldu ve olmaya da devam ediyor. Yapay zekâ da bu iki gelişmenin sonucu olarak hayatımıza son sürat girdi, giriyor. İçinde bulunduğumuz günlerde yapay zekâ hâlen emekleme aşamasında. Etkileri ve uygulama alanının ne ölçüde geniş olacağı, hangi alanlara sirayet edeceğini tam olarak bilmiyoruz, sadece bazı tahminlerde bulunuyor ve değerlendirmeler yapıyoruz.
Yapay zekânın hukuk uygulamasına da bazı etkilerinin olacağını bugün kesin olarak biliyoruz. Mesela dilekçe, ihtarname örneklerini yapay zekâ vasıtasıyla yazmaya başladık. Hatta geçtiğimiz günlerde, dava dilekçelerinin yapay zekâya yazdırıldığına ilişkin haberler okuduk. Önümüzdeki günlerde bu tarz haberlerin artacağını varsaymak kâhinlik olmaz.
Fakültede de, yapay zekâyı kullanarak çeşitli denemeler yapmaya başladık, mesela sınav sorularını yapay zekâ vasıtasıyla hazırladık, cevabı bilinen teorik bazı soruları yönelttik. Bazı öğrencilerin seminer, ödev, tez çalışmalarında yapay zekâyı kullandığı, hatta metni büyük ölçüde yapay zekâya yazdırdığını da fark ettik. Denediğimiz ve karşılaştığımız örnekler önümüze şöyle bir tablo koyuyor:
- Bir kere doğru veya doğruya yakın ya da amaca ulaşmaya elverişli bir sonucun ortaya çıkabilmesi için, soru sorarken verilerin eksiksiz doğru girilmesi/ yazılması şart. Aksi hâlde beklenebilecek ve beklenmeyen hatalar ile karşılaşılabiliyor.
- Yapay zekâ, istenen tarza yakın sayılabilecek ağırlıkta soru hazırlayabiliyor. Fakat, verileri ne kadar titiz verirsek verelim, hata yapabiliyor.
- Teorik sorulara genellikle doğru cevap alıyoruz. Fakat cevaba dayanak olarak gösterilen akademik veya yargısal içtihatların bir kısmının mevcut olmadığını, yani yapay zekânın kaynak veya içtihat uydurduğunu görüyoruz.
- Özellikle çok teknik olmayan hukukî konular hakkında, yapay zekâ bir metin hazırlayabiliyor, seminer veya ödevi yazabiliyor. Fakat teknik hususların öne çıktığı alanlarda veya sorularda, tatmin edici olmaktan uzak bir metin ile karşılaşıyoruz. Ödev, seminer, tez çalışmalarında, dikkatli bir göz, çalışmanın aday tarafından kalem alınmadığını kolayca anlayabiliyor, enteresan olan turnitin gibi intihal programları, çalışmayı intihal olarak nitelendirmiyor, özgün kabul ediyor. Kalite düşük olsa, yazılanlar eksik ya da yanlış olsa da, metinde intihal tespit edilmiyor.
- Kısa bazı dilekçe ve ihtarnameler yapay zekâ tarafından kaleme alınabiliyor. Fakat ortaya çıkan metnin mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. Zira, mesela görevli veya yetkili olmayan bir mahkemenin görevli veya yetkili sanılması gibi, aslında basit sayılabilecek bazı hatalar ile karşılaşılıyor.
Örnekler ve tespitler artırılabilir. Karşılaştığımız örnekler ve tespitlerimiz, hukuk alanına uygulanması sonucunda, yapay zekânın hukukçulara ciddi zaman kazandırdığını gösteriyor. Fakat ortaya çıkan sonucun ister akademik ister uygulamaya yönelik olsun, mutlaka denetlenmesi gerekiyor. Yapay zekânın ortaya çıkardığı hukukî metnin denetlenmesi ise çoğu hâlde ciddi bir tecrübe ve bilgi gerektiriyor. Bu tablo karşısında, yapay zekânın hukukçulara olan ihtiyacı ortadan kaldırması pek mümkün görünmüyor.
Meselenin yasakoyucu ya da kuralkoyucu ile hâkimler yönünden de incelenmesi gerekiyor. Bunları da bir başka makaleye bırakalım.