Kapatmak için ESC'ye basın

Başarıya giden yol bir sınavdan daha fazlasıdır…

Prof. Dr. Esra Hatipoğlu
Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü

Hayat, bazen çok sade ama aynı zamanda bir o kadar da ağır gelir insana. Hele ki bir yol ayrımındaysa… O anlarda küçücük kararların kocaman sonuçları olabileceğini düşünmek, insanın içini hem umutla, hem de tedirginlikle doldurur. İşte tam da böyle bir dönemdeyiz. Sınavlar geride kaldı ama zihninizde sorular hâlâ canlı: “Doğru tercihi yapabilecek miyim?”, “Bu tercih beni mutlu eder mi?”, “Ya yanlış birşey yaparsam?”… Merak etmeyin, bu soruların cevabını hemen bulmak kolay değil. Ama birlikte düşünürsek, biraz geçmişe dönüp bugüne bakarsak, o cevaplara ulaşmamız kolaylaşır belki.. Şimdi gelin, bu yolculukta bir parça sohbet edelim.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı adı veya içeriği ne olursa olsun ve biz bugün hayatımızın hangi aşamasında olursak olalım hemen hepimiz için unutulması en zor sınavlardan biri olarak hafızamızda, kalbimizde yerini almıştır. Her yıl da sınav zamanlarında kendimizin sınava girdiği tarihte yaşadıklarımız ve hissettiklerimizin hatırasıyla o yıl sınava girecek genç arkadaşlarla kurduğumuz duygudaşlık bağı eşi benzeri zor bulunur bir bağ haline gelmiştir…

Nitekim dışarıdaki herhangi birinin bile sınava giren öğrenciden, sınava giren öğrencilerin ailelerinden ya da öğretmenlerinden ilgili “sınavın” önemini idrak açısından pek büyük bir farkı yoktur. Hemen herkes sınava gireceklere ve ailelerine karşı saygılı, anlayışlı, sabırlı, desteğe ve yardıma hazır bir şekilde elinden geleni yapmak üzere bekler… Birbirini uyarır, sınav sabahında uygun koşulların yaratılması için kendisine düşen ne varsa seve seve yerine getirir… O büyük sınav organizasyonu, sınav sorularının hazırlanması, sınav gözetmenlikleri vs. yine aynı ihtimam, özen, coşku, empati ve hevesle yapılır… Sınav salonlarına girişteki kontrollerden, sınav gözetmenlerinin tavırlarına kadar hemen her detay öğrenci-odaklı düşünülerek yapılandırılır…

ŞİMDİ NE OLACAK? BELİRSİZLİKLE GELEN FIRSATLAR

Bir sonraki aşama en az sınavın kendisi kadar önemlidir… Şu anda da sonuçlar açıklandı… Başarı puanı ve başarı sırasına göre tercihler yapılacak ve öğrenci arkadaşlarımızın kısa vadede önümüzdeki iki-dört yıl, orta ve uzun vadede de gelecekleri büyük ölçüde şekillenecek… Kritik bir aşama…

Bu sınav ve sonrası belki hayatlarınızın dönüm noktası, belki daha sonraki evrelerde karşılaşacağınız başka eşiklere hazırlayacak bir basamak, belki yaşamınızın yol haritası, belki bir soluklanma durağı, belki de kendilerinizi, yaşamlarınızı, sevdiklerinizi, sevmediklerinizi, ilgi alanlarınızı, önceliklerinizi, beklentilerinizi belki de ilk kez bu kadar ciddi sorgulayacağınız bir zaman dilimi… Hangisi olursa olsun sürecin özünde siz ve sahip olduğunuz “tekrarı olmayan”, “bu olmadı baştan” diyemeyeceğiniz bir hayatınız var… Asıl unutmamanız gereken tam da bu…

Devir öyle bir devir ki her şey hızla değişiyor… Uzun vadeli planlar mutlaka ve mutlaka süreç içinde birden fazla kez değişime uğruyor ve uğramaya devam edecek… Hatta mesleklerin dönüştüğünden, yeni meslek gruplarından, mevcut mesleklerin yakın gelecekte kaybolacağından neredeyse eminiz artık…

Öngörülemez bir gelecek için bugün meslek seçimi yapılıyormuş gibi bir durum ortaya çıkıyor… Belirsizlik sabit verilerle ön görülmeye çalışıyor… Endişeye mahal yok… Bu devrin doğalı ve olağanı bu… Eğer böyle bir “hafif boşluk” hissediliyorsa doğru yolda olunduğunun işareti…

Sorgulamalar, kendini tartmalar, kendi kendine “kendini” bulmaya çalışmalar çok öğretici… Yılmamak, okuyacağınız ya da çalışacağınız alanları, hatta mesleklerinizi seçerken “geleceğinizi inşa etme” konusunda kendinize çok iş düşeceğini, asıl işin “kendinize yatırım” olduğunu bilerek hareket etmek en önemlisi…

Tüm bunların farkındaysanız, hangi alanı seçecek olursanız olun, geleceğinizi şekillendirmede esnek davranabildiğiniz, değişen ve dönüşen koşullara hızlıca uyum sağlayabildiğiniz, hayallerimizin peşinde koşarken mevcut koşulların da dayattığı “gerçeklerin” ayırdında olabildiğiniz, çalışmayı zorunluluktan ziyade zevke dönüştürebildiğiniz, zamanınızı tüm ihtiyaçlarınız doğrultusunda dengeli dağıtıp, yönetebildiğiniz sürece belirsizlikler ve öngörülemeyenler avantajınız olmaya aday…

Üstelik YKS sonrası seçtiğiniz bölümler ve alanlar artık “tek başlarına” hayatınızın sonuna kadar yegâne ve kaçınılmaz gerçeğiniz, ‘tek kimliğiniz’ de olmak zorunda değil… Hatta bilakis disiplinler arası, disiplinler üstü çalışmanız, farklı alanlara yönelmeniz sizi birçok açıdan arkadaşlarınız arasında ayrıcalıklı bir konuma taşıyacak… Teknik bilgileriniz ve becerileriniz yanında birden fazla yabancı dil bilgisi, yaratıcılık, dayanıklılık, duygusal zekâ, bilişsel esneklik, karmaşık problemleri çözebilme, eleştirel düşünme, motivasyon, kendinin farkında olma ve birlikte çalışabilme yetisi gibi daha birçok husus sizi hayatta farklı açılardan destekleyecek…Tüm bunlar sizin iyi bir öğrenci olmanıza imkan sağladığı kadar, güçlü bir birey, etkili bir dünya vatandaşı olmanızın da önünü açacak…

Bilginin tek başına yeterli olmadığı, aksine büyük ölçüde bilgi kirliliğinin olduğu bir ortamda bilgiyi ayıklama ve yerinde kullanma konusunda çaba sarf etmenin önemi de zaten net bir şekilde ortada… Dönüşen koşullara uygun yeni eğitim sisteminin sizlere yeni roller biçtiği de bir başka gerçek…

GELECEĞİ BEKLEMEYİN, BİRLİKTE ŞEKİLLENDİRELİM

Tüm bu süreçleri düşünürken bir şeyi daha göz ardı etmemek gerek: Eğitim dediğimiz şey artık sadece kitaplar, dersler, sınavlardan ibaret değil. Hayatımıza hızla giren ve etkisini her geçen gün daha fazla hissettiren yapay zekâ, artık eğitimde de bizimle. Öğrenme biçimlerimizi değiştiriyor, bilgiye ulaşma yollarımızı çeşitlendiriyor. Kimi zaman bir sorumuzu cevaplayan bir dijital asistan, kimi zaman da tam ihtiyacımıza göre şekillenen bir öğrenme içeriği olarak karşımıza çıkıyor. Belki başta biraz yabancı ya da karmaşık gelebilir ama aslında her şey sizin için daha kolay, daha kişisel ve daha erişilebilir hale gelsin diye var. Bu yeni dönemde bilgiyi öğrenmenin yanında, teknolojiyle birlikte o bilgiyi nasıl daha iyi kullanabileceğimizi öğrenmek de çok değerli. Korkmaya gerek yok…Zira bu dönüşümün bir parçası olmak, geleceği sadece beklemek değil, geleceği birlikte yazmak demek biliyorsunuz..

Ayrıca şunu da unutmayın ki bu dönüşüm süreci aynı zamanda motivasyonunuzu yeniden keşfetmenizi, ilgi duyduğunuz alanlarda kendinizi daha özgürce ifade etmenizi sağlıyor. Yapay zekâ destekli öğrenme ortamları, akademik uyum sürecinizi kolaylaştırırken size daha esnek, kişisel ve etkili öğrenme deneyimleri sunuyor. Disiplinler arası beceriler kazanmanız ise artık bir tercih değil, bir gereklilik halini aldı…

Öte yandan mevcut sistem içinde uzun zamandır alışageldiğimiz, adlarına aşina olduğumuz bölümler ve söz konusu bölümlerin ders program ve içeriklerinin de sürekli değişim ve dönüşüm içinde olduklarını unutmamak gerek… Özellikle her alanında değişim ve dönüşümün bu kadar hızlı gerçekleştiği bir zaman diliminde aksini düşünmek zaten imkânsız…

Bu durumda mevcut öğretim elemanlarının da bilgilerini, ders içerik ve uygulama metotlarını güncellemeleri, gelişmelerden haberdar olmak için sürekli gündemi takip etmeleri ve öğrencilerin akademik beklenti ve taleplerine karşılık verebilecek biçimde hazır olmaları için çaba sarf etmeleri kaçınılmaz bir durum… Karşılıklı sorumluluk bilinci en önemli kıstas…

Öğrenciler kadar öğretim elemanlarının da çok çalışması gerek… Hem de çok… Eğitim çok yönlü bir bilgi alışverişi aslında… Herkesin herkesten öğreneceği çok önemli şey var… Bugün bunun çok daha iyi farkına vardık ki “tersine mentörlük” günlük hayatlarımızın en önemli parçası halinde…

Diyeceğim o ki, küresel düzeyde her şeyin bu kadar hızla değiştiği bir ortamda eğitimin de amacının, içeriğinin, uygulama metot ve sahalarının aynı kalmış olduğunu düşünüp, lütfen telaşa kapılmayın… Şimdi ve gelecek kaygısının sadece sizlere ait bir duygu olduğunu düşünmenin yanlışına düşmeyin… Hangi mesleğe, hangi refah düzeyine, alım gücüne, fiziksel görünüşe vs. sahip olursak olalım benzer kaygılar insanoğlunun hâkim gerçeği!

Kendi çalışma alanımdan da size ufak bir örnek vereyim….Uluslararası ilişkiler deyince sizlerin aklına daha çok uluslararası ilişkiler teorileri, küresel aktörler arasındaki bitip, tükenmek bilmeyen, sonu olmayan rekabet ve iş birliği tartışmaları ve bu bağlamda tartışılan olgular geliyor olabilir ama bakın biz çoktan neleri tartışmaya ve uygulamaya başladık! Dijitalleşen dünyanın siyaset bilimine ve uluslararası ilişkilere etkisini, internet teknolojisinin yarattığı meydan okumaları ve fırsatları (siber güvenlik, internet yönetişimi, ağ tarafsızlığı, hukuki sorunları, çevrimiçi kaynakların dağılımını vs.), internetin sınır tanımazlığını ve bunun etkilerini, geleceğin dünyasında teknolojinin yeri ve önemi bağlamında insan-teknoloji, toplum-teknoloji, devlet-teknoloji, küresel sistem-teknoloji ilişkilerini ve bunlara benzer daha nice konuyu… Bu konular çoğumuza daha tanıdık, bildik ve güncel geldi eminim… Size uzaktan daha durağan gibi gelen konular bile yakından baktığınızda tamamen farklılaşabilir… Ya da sizin kişisel katkılarınız o konuları bambaşka bir yere taşıyabilir… Meslek ve alan seçimlerinizi yaparken lütfen buna da dikkat edin…

Şu anda gelecekte popüler olacak meslek listelerinden geçilmiyor yazılı, görsel basın ve dijital platformlarda… Hatta oralarda geçen pek çok mesleğin adını daha önce hiç duymamış da olabilirsiniz… Paniğe kapılmaya hiç gerek yok… Her biriniz seçtiğiniz alanlarda, bölümlerde ya da mesleklerde geleceğin “yıldızı” olmaya kendinizi ikna edebilirseniz kendi gelecek meslek listelerinizi kendiniz oluşturma gücüne sahipsiniz… Ürkmeden, yılmadan, kendinize güvenerek, zayıf yönlerinizi de severek yolunuza devam ettiğinizde herkesin “başarı” tanımının da aslında kendine has olduğunun farkına varmanız çok uzun zaman almayacak…

Tüm değişkenleri kontrol etmek neredeyse imkânsız… Bunun farkında olduğunuzda sevdiğiniz, istediğiniz ve kalbinizden geçenin gerçekleştiği, kendinizi okurken iyi hissedeceğiniz, yaparken mutlu olacağınız bir alanda çalışacağınız, zaman içerisinde karşılaşacağınız meydan okumaların ve fırsatların farkına varabileceğiniz, kendinizi olduğunuz gibi kabul edeceğiniz ve kendi geleceğinizi yine kendinizin inşa edebileceğiniz bir hayata sahip olmak inanın zor değil ve mutlak denemeye değer!